bize ulaşın

formu temizle
gönder

Tebrikler

Mesajını başarılı bir şekilde iletildi.

Tamam

Çevre bilincimizi sorgulamak adına kendimize yöneltmemiz gereken önemli sorular, içinde yaşadığımız tek bir gezegenimiz, bir dokümanın çıktısını almaktan vazgeçmemiz için ise birçok sebep var…

Evrende, her şeyin 4 elementten meydanda geldiği söylenir; ateş, su, hava ve toprak. Bu unsurların dördü de biricik gezegenimiz için hayatidir. Dünyanın uzun bir ip olduğu varsayımını kurduğumuzda, biz insanların o ipin üzerinde yürüyen cambazlardan farkı olmaz. İpin üzerinde yürüyebilmek bazı fiziki prensiplerin gözetilmesiyle doğal olarak gerçekleşir. Fakat en ufak bir hata veya aksaklık kurulan hassas dengeyi bozup sonlandırabilir. Mükemmel bir işleyişe sahip olan Dünya’mızın dengesi de kimi zaman sadece bir kelebeğin kanat çırpmasına bağlıdır. Kelebek etkisi olarak açıklanan bu durum doğanın hassaslığının bir belirtisiyken aynı zamanda aslında ne kadar kuvvetli olduğunun da göstergesidir.

İnsanın ateş, su, hava ve topraktan oluşan bu yapıya etki etmemesi ise düşünülemez. Doğa, verdiğimiz zararın büyük bir kısmını bugüne kadar telafi etme gücüne sahip olsa da doğanın oldukça dirençli ve dinamik olduğu günler geride kaldı. Bu deformasyonun sonuçları ise günümüzde kristal netliğinde çevremize yansıyor: Biyolojik çeşitlilikte azalma, ekosistemin bozulması, oksijen yetersizliği, doğal kaynakların tükenmesi, küresel ısınma, kirlilik, radyasyon, besin ve su kıtlığı; dolayısıyla, yaşam alanlarımızın çöküşü.

Sevinerek, çevreye olan farkındalık doğanın verdiği negatif sinyallerle doğru orantılı olarak arttı. Ancak üzülerek, bulunduğumuz nokta her şey için çok geç demek için bile geç. Küresel ısınmanın olmadığını iddia eden devlet başkanları, maddi kazançlar uğruna doğaya zarar vermekten çekinmeyen politikacılar, ticaret adamları, elimizdekileri dikkatsiz ve hor kullanan bizler ve bir değişiklik yapılması gerektiğinin farkında olan yine bizler…

Önemli olan harekete geçebilmek için önce değişimi kendimizde başlatmamızdır.

Bir değişiklik yapılmasının farkındaysak neden öncelikle kendimizi değiştirmiyoruz? Neden tüm sorumluluğu arada sırada sokakta, okulda, işte gördüğümüz çevreci aktivistlere bırakıyoruz? Ekoloji, sağlık ve insan hakları konusunda kaygılanması gereken kişiler sadece onlar mı yoksa bunlar hepimizin ortak sorunları mı? Üzerinde geçici olarak ev sahipliği yaptığımız gezegenimizi bizden sonra gelecek olan nesillere nasıl bir halde bırakmak istiyoruz? Veya dünya hala evimizken biz nasıl bir yerde yaşamak istiyoruz?

Tüm bu sorular geç olmadan eminiz ki cevaplarına kavuşacaktır. Önemli olan harekete geçebilmek için önce değişimi kendimizde başlatmamızdır. Çünkü, nefesimizi çevremiz için tüketmemize değer!

Einstein 02 Mart 2020

Referanslar